İşçinin Ücretini Alın Teri Kurumadan Veriniz/Neden Yabancı Dil Öğrenemiyoruz
İşçinin Ücretini Alın Teri Kurumadan Veriniz |
Sevgili okurlarım , bu yazımda uzun zamandır aklımda olan bir konu hakkında fikirlerimi beyan etmek istiyorum. Ancak bu fikirler ne derece doğrudur, ne derece yanlıştır? Onu bilemiyorum. Allah’tan edebi türler çok fazla ve benim gibi saçmalama hakkını kullanmak isteyen insanlar için de bazı türler mevcuttur. Şimdi ben fikirlerimi deneme başlığı altında sıralama imkanına sahibim. Bu fikirleri faydalı bulan insanlar dikkate alabilir, faydalı bulmayanlar da görmezden gelebilir.
Hep bahsedilir; Avrupa ülkelerinde insanlar çok
çabuk bir şekilde yabancı dil öğrenebilirken bizim ülkemizde bir türlü
öğrenilmez diye. Gerçekten de bu tespit yabana atılacak bir tespit değildir.
Avrupa ülkelerinde insanlar yabancı dil öğrenebiliyor hem de birden fazla.
Bize gelince bir türlü öğrenemiyoruz. Ezberci eğitim
sistemimiz dil öğrenmemizi zorlaştırıyor. İnsanlar büyük bir hevesle öğrenmeye
çalışıyorlar ancak ezberleme şeklinde öğrenmenin mümkün olmadığını görünce
şevkleri kırılıyor ve öğrenmekten vazgeçiyorlar. Oysa dil öğrenmede en önemli
yöntem içselleştirme yöntemidir. Yani bireyler dil öğrenmeye çalışırken,
öğrendikleri bilgileri hemen pratikte kullanarak o bilgileri özümsemelidir.
Bunun yolu da öğrendiklerini ezberlemek değil;
anında kullanarak hafızaya kaydetmektir. Düşünün ki, İngilizce bir film
izliyorsunuz; izlediğiniz filmleri hem İngilizce hem de Türkçe altyazılı olarak
zihninize kaydediyorsunuz. Yani zihnin çalışmasının karşılığını anında vermiş
oluyorsunuz. Kısacası çalıştırdığınız işçinin emeğini teri kurumadan vermiş
oluyorsunuz. İşçi daha sonradan ezber yapmak gibi uğraşlarla uğraşmak zorunda
kalmadığından verilen mükafatı hemen girdiye dönüştürmüş oluyor. Özet: ‘’Al
gülüm, ver gülüm’’ yasasını işletmiş oluyorsunuz.
Daha açık mı anlatayım; Daha açık nasıl anlatacağım?
Onu bilemiyorum ancak şunu söylemeliyim ki, bir bebek nasıl dil öğreniyorsa
yetişkinler de aynı sistemle öğrenmeli: Küçük lokmalar halinde, günlük hayatta
kullanarak ve sonuna kadar yaşayarak.
Valla bu yazıyı anlayan olduysa yorumlarla bana
katkı sağlasın ki, belki ben de kendi yazımı daha iyi anlamış olurum.
Görseller:memurlar.net
Yazım hakkında Google bard'a fikir sordum. Aşağıdaki metin Google bard tarafından oluşturuldu:
Türkler ve Yabancı Dil
Yabancı dil öğrenmek, günümüz dünyasında artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ancak Türkiye'de bu ihtiyaç, tam olarak karşılanamamaktadır. Bu durumun birçok nedeni vardır.
Bunlardan biri, ezberci eğitim sistemidir. Okullarda yabancı dil eğitimi, genellikle gramer ve kelime bilgisi ağırlıklı olarak verilir. Bu yöntem, dil öğrenmeyi zorlaştırır ve öğrencilerin ilgisini çekmez.
Diğer bir neden ise, günlük hayatta yabancı dil kullanma alışkanlığının olmamasıdır. Türkiye'de, yabancı dil genellikle sınav odaklı olarak öğrenilir. Bu da, dil öğrenmenin pratik boyutunu zayıflatır.
İçselleştirme yöntemi
Yabancı dil öğrenmenin en etkili yolu, içselleştirme yöntemidir. Bu yöntemde, öğrendiklerini pratikte kullanarak o bilgileri özümsemek amaçlanır.
İçselleştirme yöntemini kullanarak yabancı dil öğrenmenin bazı yolları şunlardır:
Düzenli olarak yabancı dil konuşma pratiği yapmak: Bu, yabancı dil öğrenmenin en önemli yoludur. Günlük hayatta yabancı dil konuşma fırsatlarını yaratmak gerekir.
Yabancı dil film, dizi ve müzik dinlemek: Bu, yabancı dil pratiği yapmanın eğlenceli bir yoludur.
Yabancı dilde kitaplar, makaleler ve blog yazıları okumak: Bu, kelime bilgisini ve okuma becerisini geliştirmeye yardımcı olur.
Yabancı dil konuşan kişilerle sohbet etmek: Bu, yabancı dil pratiği yapmanın ve kültürel birikimi artırmanın harika bir yoludur.
Bebeklerin dili öğrenmesi
Bebekler, dilleri ile sürekli etkileşim halindedirler. Kelimeleri ve cümleleri, günlük hayatta kullanarak öğrenirler. Yetişkinler de aynı şekilde yabancı dil öğrenebilirler. Günlük hayatta yabancı dil kullanmaya özen gösterirlerse, dil öğrenmeleri daha kolay olacaktır.
Sonuç
Türkler, yabancı dil öğrenme konusunda bir potansiyele sahiptir. Ancak bunun için, eğitim sisteminde ve günlük hayatta bazı değişiklikler yapılması gerekmektedir.
Etkileyicilik Unsurları
Metinde, aşağıdaki etkileyicilik unsurları kullanılmıştır:
Soru cümlesi ile ilgi çekme: Metin, "Hep bahsedilir; Avrupa ülkelerinde insanlar çok çabuk bir şekilde yabancı dil öğrenebilirken bizim ülkemizde bir türlü öğrenilmez diye. Gerçekten de bu tespit yabana atılacak bir tespit değildir." cümlesi ile başlar. Bu cümle, okuyucunun ilgisini çeker ve konuya odaklanmasını sağlar.
Örneklendirme: Metinde, bebeklerin dil öğrenmesi örneği verilerek, içselleştirme yönteminin önemi vurgulanır. Bu örneklendirme, konuyu daha anlaşılır ve ilgi çekici hale getirir.
Karşılaştırma: Metinde, Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasındaki yabancı dil öğrenme farklılıkları karşılaştırılarak, sorunun daha iyi anlaşılması sağlanır. Bu karşılaştırma, konuya daha fazla derinlik kazandırır.
Duygu yüklü ifadeler: Metinde, "Ezberci eğitim sistemimiz dil öğrenmemizi zorlaştırıyor. İnsanlar büyük bir hevesle öğrenmeye çalışıyorlar ancak ezberleme şeklinde öğrenmenin mümkün olmadığını görünce şevkleri kırılıyor ve öğrenmekten vazgeçiyorlar." cümlesi ile okuyucunun duygularına hitap edilir. Bu ifade, okuyucunun konuyu daha yakın hissetmesini sağlar.
Genel Değerlendirme
Metin, genel olarak başarılı bir şekilde yazılmıştır. Metinde, konuya ilişkin önemli bilgiler yer almaktadır. Ayrıca, metin etkileyicilik unsurları kullanılarak daha ilgi çekici hale getirilmiştir.
Öneriler
Metinde, bazı kavramlar daha açık bir şekilde tanımlanabilir. Örneğin, "içselleştirme yöntemi" ne demek? Ayrıca, bazı örnek vermekle, fikirler daha somutlaştırılabilir. Örneğin, "Düzenli olarak yabancı dil konuşma pratiği yapmak" nasıl bir şeydir?
Bu öneriler doğrultusunda, metin daha bilgilendirici ve anlaşılır hale getirilebilir.
İşçinin Ücretini Alın Teri Kurumadan Veriniz/Neden Yabancı Dil Öğrenemiyoruz
Reviewed by EĞİTİM PINARI
on
Temmuz 12, 2019
Rating:
Yabancı diilde pratik yapmak çok mühim kesinlikle. Fakat bizim sorunumuz yabancı dilde değil. Türkçe, matematik birçok alanda gerçek manada öğrenme durumu olmuyor. İngilizcede de durum böyle. Nicelik olarak kaç öğrencinin İngilizce öğrendiğine bakıyoruz ama nitelik olarak kaçının öğrendiğine bakmıyoruz.
YanıtlaSilTam da söylediğiniz gibi Arif Bey, çok teşekkürler.
SilBen anladım:) Katışıyorum, çünkü aynı şekilde düşünüyorum bende. Bizim ülkemizde uygulama eksik, öğrendiklerimizi kullanamadığımız için bir süre sonra unutuyoruz.
YanıtlaSilEvet uygulama ve içselleştirme eksik. Çok teşekkür ederim Kadriye Hanım.
SilÇok doğru anlatmışsınız. Ezber yapıyor kullanmıyor ve unutuyoruz. öğrendikçe uygulasak daha sık ve çabuk öğreneceğiz.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, bana katılmanız çok güzeldi Elmas Hanım.
SilTemel mesele eğitimdeki aksaklıklarda. Bizde teorik eğitim ezbere dayalı olarak sadece sınavı geçecek şekilde veriliyor. Asıl mesele, bu eğitimi pratik şekilde hayata uyarlayabilmek. En kaliteli üniversitelerimizde bile eğitim bu şekilde. Gençlerin çok iyi üniversitelerden mezun olup iş mülakatlarında çuvallamasının nedeni de tam olarak bu.
YanıtlaSilBilgileri pratiğe dökebilmek çok önemlidir. Çok teşekkürler değerli fikirler için.
SilMerhabalar Fatih bey,
YanıtlaSilYazdıklarınıza katılmamak mümkün değil. Yabancı dil öğrenirken aynı zamanda onu sürekli el altında bırakmak çok önemli. Örnek olarak kendimden vermek istiyorum. Ben belli yaşa gelmiş çalışan bir insanım ve içimdeki ukdeyi yenmek adına AÖF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne kayıt oldum. Bu bölümde haliyle Osmanlı Türkçesi adlı ders var ve aslında çok güzel bir ders. Ben bu dersin üzerinde dikkatlice durduğum zaman kendi başıma inanır mısınız çözdüm ve metinleri bile çözmeye çalıştım. Ama ne zaman ki ders çalışmayı bıraktım o zaman tekrardan başa döndüm. Bilmem bu yazdıklarım sizinkiyle örtüşüyor mu ama bizim ülkemizde okullarda ezbercilik çok fazla. Bu sadece yabancı dilde değil her ders için geçerli aynı zamanda. İnşallah eğitim sistemimiz ileri ki yıllarda çok daha kaliteli hale gelir. Takipteyim, çok teşekkürler güzel ve değerli paylaşımınız için
Yazdıklarınız benim fikirlerimle örtüşüyor, hem de birebir. Hayatın içinde öğrenme yaklaşımı çok önemlidir. Çok teşekkürler bana bu güzel yorumla katkı sağladığınız için.
SilGayet açık anlatmışsınız, örnekteki benzetme de yerinde. Bir bilgi öğrenildiğinde pratikle onu pekiştirmeli. Bu sadece dilde değil diğer zorlanılan derslerde de yapılması gerek. Dilde pratik için biraz da sosyallik gerekiyor ya, biz de o da eksik biraz. Özgüven eksiklikleri de bu pekiştirmeleri olumsuz etkiliyor.
YanıtlaSilTespitleriniz çok yerinde. Katkılar için çok teşekkürler.
Silolmuyor çünkü bilinçli bir toplum görmek isteyen azınlık , kendine yeten özgüvenli sevgili saygılı istenmiyor... sonuçta olacak olan şeyler bizlere geleceğimize yazık ...
YanıtlaSilYorumlarla bana katkı sağladığınız için çok teşekkürler.
Silen sevdiğim konulardan biri. tembeliz yaa. ingilizce kurslarında sınavlarda telefona izin veriyolar. yurtdışına çok çıktıkça öğreniriz herhaldesi :)
YanıtlaSilYurt dışına çıkmak ve pratik yapmak söylediğiniz gibi çok önemli. Çok teşekkürler.
SilEzberden sonra hayatımıza enjekte etme sorunu var bizde. Ezber illa ki olacak fakat geliştirmek için yaşamımıza da dahil etmeliyiz. Ben maalesef ezberden öteye geçemedim
YanıtlaSilSize katılıyorum, çok teşekkürler.
SilÖğrendiklerimizi daha doğrusu ezberlediklerimizi kullanmadığımız sürece, unutulmaya mahkumlar. Akılda kalıcı olması için, hatta telaffuz problemi yaşamamak için, kullanmamız gerekir pratik yapabilmemiz gerekir :)
YanıtlaSilGerçekten de çok yerinde tespitleriniz var, çok teşekkürler.
SilDil öğrenirken pratik yapmak çok önemli.. Yoksa kalıplaşmış birkaç ezberden öteye gidemiyor maalesef.. Müzik dinleyerek de pratik yapılabiliyor bir miktar.. Bir de çocukların çok daha yatkın olduğunu düşünüyorum dil öğrenmeye.. Ağaç yaşken eğilir...
YanıtlaSilAğaç yaşken eğilir fikrine sonuna kadar katılmaktayım, çok teşekkürler.
SilBence gayet başarılı bir anlatım olmuş, kendinize haksızlık etmeyin :)
YanıtlaSil...
Neden yabancı dil öğrenemiyoruz sorusunu belki de neden yabancı dil "öğretemiyoruz" şeklinde de sorabiliriz. Aslında sizin de yazıda vurguladığınız pratik eksikliği ve bundan kaynaklı içselleştirememe en birincil neden. Pratik diyalog ile olur, ancak hepimiz biliyoruz ki, özellikle okullarda diyalogdan çok monolog söz konusu (öğretmen konuşur, öğrenci dinler!) Elbette önce dinlemek gerekir ama sadece dinlemek değil...
İlkokuldan üniversite bitene kadar yabancı dil eğitimi veriliyor, şu durumda herkesin en az 1 tane yabancı dili akıcı bir şekilde konuşması gerekirdi. Üçüncü Dünya ülkelerinin çoğunda bile anadillerinin yanı sıra en az bir yabancı dil biliniyorken bizim ülkemiz neden bu durumda, neden bir türlü eğitim-öğretim konusunda başarılı olamıyoruz?
Eğitim, eğitim, eğitim.
Bazen bir yazı yazarsınız ve bir şeylerin eksik olduğunu düşünürsünüz. Benim yazımda ne eksik dediğim zamanlarda sizin yorumunuz imdadıma yetişiyor. Gerçekten çok iyi okuyor ve harika yorumlar yapıyorsunuz. Bundan dolayı çok çok teşekkür ederim Deniz Hanım. Blog aleminde bazı arkadaşlar var ki, onların ayrı bir yeri var. Onları hem okumak hem de ziyaretlerine iade-i ziyaret yapmak istiyorum ancak anlamadığım bir şekilde bazı siteler gözümden kaçıyordu. Uzun zamandır bunu düşünüyordum ve inanın sebebini yeni kavradım. Blog düzeni hakkında teknik bilgim yeterli olmadığından sizin ve bazı arkadaşlarımın sitelerini blog takip siteleri listesine ekleyememişim. Bunun yanında sizin profil isminiz direk olarak sitenize yönlendirmediğinden yine sizi ziyaretim sınırlı kalıyor. Bir de yorum kısmınız bloglarda olduğu gibi kolayca kaydetmeye imkan vermiyor. Bu sebeble sizin siteniz gözümden kaçıyormuş. Siz neredeyse her yazımı hakkıyla okuyor ve yorum yapıyorken ben maalesef yetersiz kalıyordum. Bundan böyle daha sık ziyaret etmeye çalışacağım. Sevgilerle:)
SilBu iş için yabancı dil kitaplarının da doğru olanından başlamalı bence. Aşırı gramer yüklü kitaplar çok sıkıcı. Öğrencinin iyice nefret etmesini sağlamak için harika bir yöntem.
YanıtlaSilGerçekten de çok doğru söylüyorsunuz gramerden başlamak öğrencinin yabancı dilden nefret etmesine sebep oluyor değerli yorum için çok teşekkürler Hatice Hanım.
Sil