Başarının Şifreleri Sizde - EĞİTİM PINARI

Başarının Şifreleri Sizde

 

Başarının Şifreleri Sizde
Başarının Şifreleri Sizde


Başarının Şifreleri Sizde

Öğretmenler odasının o kendine has kokusu sinmiş sınıfta, veli toplantısının başlamasıyla birlikte farklı hayatların endişeli bakışları bir araya gelmişti. Sınıfın yeni öğretmeni, enerjik ve samimi tavırlarıyla dikkat çekiyordu. Konuşmasına başlarken kullandığı o sıcak ve davetkar üslup, velilerin üzerindeki gerginliği bir nebze olsun dağıtmıştı. Ancak asıl sürpriz, öğretmenin beklenmedik bir isteğiyle geldi: "Kıymetli veliler hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Toplantımıza başlamadan önce sizlerden küçük bir isteğim olacak: Doğu ve güneydoğu da görev yaptığım yıllarda şunu fark ettim. İnsan doğduğu yörenin dilini konuşmadıkça samimi olamıyor. Zaten sınıfta çocuklarımıza düzgün bir üslupla İstanbul Türkçesi konuşuyoruz. Hiç olmazsa burada biraz olsun iç Anadolu ağzı ile rahat konuşalım. Bunu samimiyet için istiyorum."

Bu talep, salonda hafif bir şaşkınlık yaratmıştı. Alışılagelmiş resmiyetin dışına çıkan bu samimi yaklaşım, öğretmenin velilerle gerçek bir bağ kurma arzusunun açık bir göstergesiydi. Belki de Anadolu'nun farklı coğrafyalarında edindiği tecrübeler, ona iletişimin en temel unsurunun samimiyet olduğunu öğretmişti. Dilin, sadece bir iletişim aracı olmanın ötesinde, kültürel bir kimlik ve aidiyet duygusu taşıdığını biliyordu. Öğrencileriyle kurduğu dildeki o sıcaklığı, şimdi velilerle de yakalamak istiyordu. Bu küçük ricayla, aslında duvarları indiriyor, "bizden biri" mesajı veriyordu.

Öğretmen, bu samimi başlangıcın ardından, velilerin asıl merak ettiği konuya, çocuklarının eğitimine ve başarısına odaklandı. Ancak burada da ezber bozan bir yaklaşımla, beklentilerin odağını velilere çevirdi: "Kıymetli veliler: Biliyorum öğretmenlerden çok şeyler istiyor ve bekliyorsunuz ancak şunu hiç unutmayın ki, çocuğunuzun başarısının yüzde sekseni sizin tutumunuzla alakalı."

Bu cümle, velilerin üzerindeki sorumluluğun ne denli büyük olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyordu. Öğretmen, başarılı bir eğitim sürecinin sadece okulun ve öğretmenin çabasıyla mümkün olamayacağını, asıl belirleyici faktörün ailenin yaklaşımı olduğunu vurguluyordu. Bu, bazı veliler için belki de ilk kez bu kadar net duydukları bir gerçekti. Genellikle okuldan ve öğretmenlerden mucizeler bekleyen ebeveynler için bu sözler, adeta bir ayna tutuyordu.

Öğretmen, sözlerinin ağırlığının farkındaydı ve bu yüzden konuyu daha da somutlaştırmak adına net bir ifade kullandı: "Yani ne yapıp yapıp çocuğunuza dünyanın en başarılı öğrencisi olduğunu hissettirmek zorundasınız. Bunu yapamazsanız açık söylüyorum ki, havanda su dövmüş olacaksınız."

Bu benzetme, velilerin çocuklarına yönelik olumlu ve destekleyici tutumunun ne kadar hayati olduğunu güçlü bir şekilde anlatıyordu. Tıpkı havanda su dövmek gibi, çocuğa gerekli motivasyonu ve özgüveni vermeden yapılan her türlü eğitim çabası sonuçsuz kalmaya mahkumdu. Öğretmen, burada sadece akademik başarıdan bahsetmiyordu. "Dünyanın en başarılı öğrencisi olduğunu hissettirmek" ifadesi, çocuğun kendine olan inancını, özsaygısını ve potansiyelini keşfetmesini kapsıyordu.

Çocuğuna sürekli eleştirel yaklaşan, onu başkalarıyla kıyaslayan, başarılarını küçümseyen veya beklentilerini çok yüksek tutan bir veli, farkında olmadan çocuğunun öğrenme motivasyonunu baltalıyordu. Oysa ki, çocuğun yeteneklerine inanan, çabalarını takdir eden, hatalarını birer öğrenme fırsatı olarak gören ve koşulsuz sevgiyle yaklaşan bir aile ortamı, çocuğun akademik ve sosyal gelişimi için en önemli zemini oluşturuyordu.

Öğretmenin bu sözleri, aslında modern eğitim psikolojisinin de temelini oluşturuyor. Araştırmalar defalarca göstermiştir ki, ebeveynlerin çocuğun eğitimine aktif katılımı, onlara duyduğu güveni hissettirmesi ve olumlu bir öğrenme ortamı sunması, çocuğun başarısını doğrudan etkileyen en önemli faktörlerdendir. Çocuğun okul başarısı sadece zeka seviyesiyle değil, aynı zamanda ailesinin ona olan inancıyla, verdiği destekle ve yarattığı motivasyonla da yakından ilişkilidir.

Öğretmenin içtenlikle paylaştığı bu düşünceler, veli toplantısının sadece bir bilgilendirme seansı olmanın ötesine geçerek, bir farkındalık ve sorumluluk bilinci oluşturma amacını taşıyordu. O, velilerden sadece okulun beklentilerini anlamalarını değil, aynı zamanda çocuklarının başarısı için en kritik rolü üstlendiklerini kavramalarını istiyordu.

Sonuç olarak, öğretmenin samimi bir dille yaptığı bu açılış konuşması, aslında derin ve önemli bir mesaj içeriyordu. Başarının sırrı, sadece okulun ve öğretmenin çabalarında değil, aynı zamanda velinin çocuğuna olan inancında, sevgisinde ve destekleyici tutumunda saklıydı. Eğer veliler, çocuklarına "sen yapabilirsin, ben sana güveniyorum" mesajını verebilirlerse, işte o zaman eğitim süreci gerçekten meyvelerini verecek ve çocuklar potansiyellerini tam olarak ortaya çıkarabilecektir. Aksi takdirde, en iyi niyetlerle yapılan tüm çabalar, havanda su dövmeye benzeyecektir. Öğretmenin bu çarpıcı benzetmesi, velilerin zihninde uzun süre yankılanacak ve belki de çocuklarına yaklaşımlarında kalıcı bir değişime yol açacaktır.

 Kaynak: Google Gemini, Görseller: pexels.com.tr


Başarının Şifreleri Sizde Başarının Şifreleri Sizde Reviewed by EĞİTİM PINARI on Nisan 25, 2025 Rating: 5

4 yorum:

  1. çok hoştu öğretmenin tavrı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum ve ziyaret için çok teşekkürler arkadaşım:)

      Sil
  2. Merhabalar.
    Sayın öğretmenim, maalesef velilerimizin birçoğu eti senin kemiği benim gibi bir anlayışla öğrencisini okula gönderiyor ve olması gereken eğitim ve öğretimin böyle devam edip gideceğini sanıyor. Ama öğrencisine bir şey denildiği zaman da topuyla tüfeğiyle okulu basmaya geliyor.

    Ağaç yaşken eğilir, ne kadar doğru ve güzel bir atasözümüzdür. Çocuğun zihni ve ruhu, çocukluk çağında gelişir. Çocukluk çağı geçirildikten sonra, çocuğun zihni ve ruhu, ekilmemiş tarlalar gibi çoraklaşır. Çocukların belik karınları doyuyor, iyi giyiniyor, sağlıklarına dikkat ediliyordur, ancak zihinlerinin ve ruhlarının sağlığı, saflığı ve güzelliği için çok az emek sarf ediliyor.

    "...Başarının sırrı, sadece okulun ve öğretmenin çabalarında değil, aynı zamanda velinin çocuğuna olan inancında, sevgisinde ve destekleyici tutumunda saklıydı..." saptamanıza da aynen katılıyorum.

    Güzel ve yararlı bir paylaşımdı. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de size ziyaret ve çok değerli yorumlarınızdan dolayı çok teşekkür ederim Recep Bey, saygılarımla.

      Sil

Tüm hakları fatih pınar'a aittir.. Blogger tarafından desteklenmektedir.