Benim Bir Şeyim Yok - EĞİTİM PINARI

Benim Bir Şeyim Yok




Benim Bir Seyim Yok kisa hikaye
Benim Bir Şeyim Yok


Gece midesi bulanmıştı yaşlı adamın, uzakta olan yakınları çağırıldı. Çocukları başına toplandı ve uzun istişareler yapıldı. Yaşlı adam hangi hastaneye götürülecekti? Birkaç hastane ismi söylendi. Yaşlı adam hiçbirini kabul etmedi. Arkadaşlarından çok iyi bir doktorun ismini almıştı. ‘’Beni o doktora götürün.’’ Dedi.

Damadı ile arabaya bindiler ve yaşlı adamın istediği doktorun çalıştığı hastaneye gittiler. Yaşlı adam doktora dertlerini anlatmaya çalıştı. Benim bir şeyim yok dedi. ‘Evim dördüncü kattadır ve asansör de yoktur. Günden üç-beş defa iner çıkarım hiçbir hastalık belirtisi yok bende doktor bey.’ Dedi. Yaşlı adam hastalığı kendisine yakıştıramıyordu.

Şikayetleri dinleyen doktor: ‘’Amca sen bir EKG  çektir gel.’’ Dedi. Yaşlı adam damadı ile beraber EKG çektirdi ve sonuçları doktora getirdi. Sonuçlara göz atan doktor: ‘’Amca sen iki defa kalp krizi geçirmişsin, derhal anjiyo olman gerekir.’’ Dedi. Yaşlı adam çaresiz boynunu büktü ve tamam doktor bey dedi. Yaşlı adam hemen anjiyoya alındı.

Anjiyoya giren yaşlı adam bir türlü çıkmak bilmedi. Normal bir hastada anjiyo süresi yaklaşık bir saat civarında idi. Ancak yaşlı adam anjiyoya alındıktan sonra bir saat geçti çıkan yok, iki saat geçti çıkan yok. Yaşlı adam yaklaşık olarak üç saat gibi bir zamanda anjiyodan çıkabildi.

Doktor yaşlı adamın damadını çağırttı ve bilgilendirme yaptı:’’ Amcanın damarları tamamen tıkanmış; çok zor açtım, dört tane stent koydum ancak damarları dar olduğu için bazı damarları yırtıldı. Çok şükür hallettik durumu iyi.'' Dedi.

Yaşlı adamın damadı doktorun ifadelerinden hoşlanmamıştı. Çünkü damarların yırtılmış olması iç kanamaya sebep olabilirdi. Damat: ‘Babamı görebilir miyim? Bu gece yanında kalmak istiyorum.’ Dedi. Doktor: ‘Hastayı görebilirsin fakat yanında kalmana müsaade edemeyiz; zaten yoğun bakımda kalması gerekiyor. Sen evine gidebilirsin ancak biz telefonla arayacak olursak derhal gelmelisin.’ Dedi.

Yaşlı adamın damadı: ‘Demek ki, babamın durumu kritik, hiç olmazsa gideyim de eşimi ve babamın diğer yakınlarını getireyim. Hastayı son kez görsünler.’ Diye düşündü. Anjiyodan çıkan kayın pederinin yanına giderek halini sordu.

Yaşlı adamın vücudunun birçok yeri kan olmuştu ve genel durumu da hiç iyi gözükmüyordu. Damat: Baba nasılsın? Dedi. Yaşlı adam: ‘İyiyim fakat biraz göğsüm ağrıyor.’ Dedi.

Yaşlı adamın gözlerinde başına gelecekleri biliyormuş gibi bir anlam vardı. Damadına: ‘Bana bir su verebilir misin?’ Dedi. Kayın babasına suyunu veren damat: ‘Baba, ben eve gitmek istiyorum. Annem ve kızların seni görmek istiyor, ben onları getireyim.’ Dedi.

Yaşlı adamın yakınları geldiler ve onu hastanede ziyaret ettiler. Yaşlı adamın durumunu iyi buldular. Yoğun bakım görevlileri ziyaretçileri kısa bir görüşmeden sonra hemen dışarıya çıkardırlar. Ziyaretçiler henüz eve gitmişti ki, yaşlı adamdan haber geldi. 

Yaşlı adam hakkın rahmetine kavuşmuştu. Benim bir şeyim yok diyerek hastaneye giden yaşlı adam oradan sedye ile çıkartılmıştı. Damat: ''İnsanların hastalığı kendilerine yakıştırmamaları ve gerekli tetkik ve tedavilerden imtina etmeleri böylesi acı sonuçların yaşanmasına sebep olabiliyor.'' Diye düşündü ve çok üzüldü.

Görseller:kirkbir.com
Benim Bir Şeyim Yok Benim Bir Şeyim Yok Reviewed by EĞİTİM PINARI on Ağustos 30, 2019 Rating: 5

26 yorum:

  1. Keşke daha önce kabullenseymiş hasta olabileceğini...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size katılıyorum Ebemkuşağı, çok teşekkürler.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Emine Hanım. Yazıyı beğenmeniz çok hoşuma gitti.

      Sil
  3. Tabi tamamen doktor hatası da olabilir olaya her yönden bakmak gerek bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir tespit Sevkoz hanım. Aslında doktor hatası da var gibi bu olayda. Çünkü aynı anda 4 stent koymak doğru değil diyor uzmanlar. Katkılar için çok teşekkürler.

      Sil
  4. Damar yırtılmasından zaten iş belli olmuş. Elleriniz sağlık...

    YanıtlaSil
  5. Doktora ben de gitmek istemiyorum çünkü gittiğimde hiçbir işimi hâlledemiyorum ve hep sonraya erteliyorlar. Şu anda da hem oğlum için hem de kendim için çeşitli birimlerden randevu almam söylendi ama randevu alamıyorum. Hep dolu!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet böyle bir sıkıntı var ve bundan dolayı insanlar hastaneye gitmeye çekinir olmuş durumdalar. Çok teşekkürler.

      Sil
  6. Zamanında genel sağlık kontrollerimizi yaptırmıyoruz, kendimize dikkat etmiyoruz, insan dağ gibi ayakta duruyor ama iç çürümesi nedir yaşamadan bilemiyor maalesef.

    YanıtlaSil
  7. ah evet yanii ihmal etmemeliiii.

    YanıtlaSil
  8. Sağlık bu...Ihmal etmemek lazim

    YanıtlaSil
  9. Keşke diyebilmek... İhmaller ve kabul edilmemişlik!

    YanıtlaSil
  10. Tabii bir şeyimizin olmamasını hepimiz isteriz de hastalıklar ilerlemeden bunlara çözüm bulmak en önemlisi. Bir de doktorlara da güven olmuyor tabii. Bazen sağlıklı gidip, ağır sonuçlarla karşılaşmak mümkün olabiliyor. Anjiyo sırasında adamın damarlarının yırtılması da bence beceriksiz bir doktorun sonucu. İbretlik bir hikayeydi. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda size sonuna kadar katılıyorum. Çok teşekkürler.

      Sil
  11. Babamda hep benim bir şeyim yok diyor fakat bu yaz üç kere fenalaştı doktora götüremedik götürsek de kavga ediyor çok üzüyor beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İhmal etmeyin; zor da olsa babanızı hastaneye götürün bence, son pişmanlık fayda vermez. Çok teşekkürler.

      Sil
  12. Sapasağlam girip cenazesinin çıkışı çok üzücü :( Kontrol ne kadar önemli.

    YanıtlaSil
  13. bu çok sarsıcıydı. adamın kontrolleri ihmal etmesi ayrı mesele de o yaşta bir insana bir anda ağır bir ameliyat yapmak da hata gibi. bedenini alıştırmak gerekmez miydi ya da bir defada o kadar stent takmak yerine yavaş bir tedavi süreci olsaydı. ben de hastanelerden çok korkarım yanlış tedaviden ve doktor hatasından çok korkarım valla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrusu sizin endişelerinizin tamamına ben de katılıyorum. Yorum için çok teşekkür ederim.

      Sil

Tüm hakları fatih pınar'a aittir.. Blogger tarafından desteklenmektedir.