Başkası Olma…

Başkası Olma…

Başlığa göz gezdiren okuyucularım bir zamanlar çok popüler olan şarkıyı hatırlayabilirler. Aslına bakarsanız şarkının başlığının vermiş olduğu mesaj da çok yerinde fakat şarkının devamı iyi gelmemiş; şarkının devamında kendin ol fikri bağlamından uzaklaştırılmış ve farklı bir anlama büründürülmüş. Esasen kendisi olan kişi içinden gelen sese kulak veren kişidir.

Başlığa uyumlu olarak bu yazımda otantik yaşamdan bahsetmek istiyorum. Dikkatli bir gözlem yapacak olursak günlük hayatta almış olduğumuz kararların pek çoğunu içimizden geldiği gibi değil; başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerine göre alıyoruz. Oysa nitelikli ve verimli bir yaşam sürdürebilmek için kararlarımızı içimizden geldiği şekilde alabilmeliyiz. Fakat bunu yaparken toplumda geçerli manevi dinamikleri de gözden ırak etmemeliyiz.

Ülkelerin anayasaları olduğu gibi insanların da anayasaları vardır aslında. Yani yaşadığımız olaylara karşı nasıl davranacağımız ile ilgili davranış kalıplarıdır bunlar. İnsanların çoğunluğu kendi anayasalarını yazamazlar. Pek çok insanın anayasanı başkaları yazar.

Bizim anayasamızı bizim yerimize anne/babamız veya öğretmenlerimiz ya da yakın çevremizdeki insanlar yazarlar. Kimi zaman da başımıza gelen olumlu veya olumsuz olaylar da bu anayasanın yazılmasına katkı sağlar. Küçük yaşlarda olumsuz bir olay yaşayan ve bu konuda travma geçiren bir insan belki hayatının sonuna kadar başına olumsuz olayların geleceğini düşünebilir ve bu düşüncenin etkisinde kararlar alabilir.

Örnek olarak bir insan aşağıdaki gibi bir anayasa oluşturmuş olsun:

** Sabah kalktığımda mutlu kalkarım.

** Ailemdeki herkesle iyi geçinirim.

** Başta sağlığım olmak üzere sahip olduğum şeylere şükrederim.

** Gün içinde yaşayacağım tüm problemlerin üstesinden geleceğime inanırım.

** İlişkide olduğum bütün insanlarla iyi ilişkiler kuracağıma inanırım.

** Endişe duyduğum ve korktuğum her şey için Allah’a sığınarak huzur bulurum.

** Her konuda iyimser düşünürüm.

Bu liste sayfalar dolusu uzatılabilir. Çünkü liste kişinin isteklerine ve ruhsal durumuna göre değişkenlik gösterecektir. Benim yukarıda sıralamaya gayret gösterdiğim maddeler örnek teşkil etmesi için sıralanmıştır ve genelde kişiler arası ilişkileri kapsamaktadır.

Düşünün ki, bir kişi yaşaması muhtemel olaylarla ilgili böyle bir liste hazırlıyor ve daha güne yeni başlarken listesini defalarca okuyarak/hatırlayarak kendi kendine bu şekilde telkinde bululuyor. Yani kendi anayasasını icra etmeye çalışıyor. Günün ilk dakikalarında böyle bir iç konuşma yapan bir insan daha bilinçli olacak ve başka türlü telkinlerin etkisinde de kalmayacaktır.

Bu sebeple hayatımızın her alanında bizi başarıya götürecek bir anayasa hazırlamalı ve bu anayasayı her gün tekrar ederek kendi kendimizi iyiliklere, güzelliklere ve başarıya programlamalıyız.

Görseller:girisimturkiye.com