Esrar-ı Cinayat

Esrar-ı Cinayat

Edebiyatımızda cinayet romanlarına örneklik barındıracak eserlerden birisi de Ahmet Mithat Efendi'nin Esrar-ı Cinayat isimli romandır. Doğrusu eserin bu alanda ilk olmasının yanında fazla bir özelliği yoktur. Bu sebeple eseri çok kısa bir şekilde özetlemeye çalışacağım.

1870'li yıllarda boğazın yakınlarında iki delikanlı ve bir kadının cenazesi bulunmuştur. Emniyet güçleri bu olayı araştırırken başka bir gencin de intihar ettiği söylentileri yayılmaya başlamış; yapılan araştırmalar sonucunda aslında bu gencin de intihar etmediği öldürüldüğü ortaya çıkmıştır.

Emniyet güçlerinin yapmış olduğu uzun araştırmalar sonunda bütün şüpheler kırk yaşlarında güzel bir kadın olan Hediye Hanım’a çıkmıştır. Hediye Hanım gözaltına alınarak sorgulanır. Emniyet güçleri Hediye Hanım’ı sıkıştırınca Hediye Hanım cinayeti kimin işlediğini itiraf eder.

Hediye Hanım, bu cinayetleri işleyen kişinin Kalpazan Mustafa isminde bir kişi olduğunu İtiraf etmiştir. Kalpazan Mustafa, Peri isminde bir kadına aşık olmuş; aşık olduğu bu kadın aşkına karşılık vermeyince onu ve yanında bulunan iki genci öldürtmüştür.

Yurtdışına kaçan Kalpazan Mustafa ülkede af çıktığını öğrenince tekrar İstanbul'a dönmeyi planlamıştır. Vapur beklemekte olduğu bir Avrupa kentinde kaza geçirerek hayatını kaybetmiştir.

Kalpazan Mustafa'nın suç ortağı Hediye Hanım ise elindeki tüm imkânlarını kaybetmiş ve hayatını dilencilik yaparak idame ettirmeye çalışmıştır. Ahmet Mithat Efendi'nin Esrar-ı Cinayat isimli eseri edebiyatımızda korku ve gerilim türü romanların ilklerindendir.

Görseller:dr.com.tr