Çocuklarımızı Eğitimden Soğutan Nedenler

Çocuklarımızı Eğitimden Soğutan Nedenler

Sevgili okurlar, Bazı sitelerde çocukları eğitimden soğutan sebepler gibi yazılar okumaktayım. Bu başlık altında gerçekten de uzmanlar çocuklarımızın eğitimden nasıl soğuduklarını anlatıyorlar.

Böylesi düşünen uzmanlara göre eğitim öğretimde uygulamaya çalıştığımız yöntem ve teknikler çocuklarımızı eğitimden soğutmaktadır. Bence de uzmanlarımız böyle düşünmekte tamamen haklılar ancak ben işi biraz daha ileriye taşıyarak yanlış uygulanan yöntem ve tekniklerin çocuklarımızı sadece eğitimden değil belki de yaşamdan bile soğuttuğunu savunuyorum.

Benim yapamaya çalıştığım olumsuza odaklanmak değil; sadece olaylara farklı bir açıdan bakma gayretidir. Okul çağına gelmeden önce şen şakrak olan çocuklarımız okula başladıktan sonra yaşamdan soğumuş vaziyette yılgın bir şekle bürünüyorlar.

Çocuklarımızı eğitimden soğutan sebeplere göz attığımızda genelde çocuklarımıza yaşlarının üstünde sorumluluklar yüklendiğini, onların akranları ile acımasız bir rekabete sokulduklarını görmekteyiz. Oysa gelişmiş batı ülkelerinin büyük çoğunluğunda özellikle birinci kademede(ilkokulda) çocuklardan çok fazla bir şey beklemediklerini görmekteyiz. Mesela uluslar arası bilim olimpiyatlarında ilk sıralarda başarı sağlayan Finlandiya’da birinci kademede sınav bile yapılmamaktadır.

Ben de daha önceki yazılarımda ilköğretim birinci kademede sınav ve karne uygulamasının kaldırılması gerektiğini anlatmaya çalışmıştım. Böyle düşünme sebebimi de uzun uzun açıklamıştım. O yazımda çocuklarımıza yapmış olduğumuz sınavlarda bir kısım öğrencileri başarılısın diye ödüllendirirken; bir kısım öğrencilerimizi de başarısızsın diyerek etiketlediğimizi anlatmaya çalışmıştım. Gerçekten de sınavların belki çok farkında olmasak da böyle bir yan etkisi de vardır. Bazı öğrencilerimizi farkında olmadan tembelsin diye etiketlemekteyiz.

Oysa ilköğretim birinci kademe oyun çağıdır ve bu dönemde çocuklarımız yaşamın yüklerini omuzlarına alarak ezilmek yerine doya doya oyun oynamalı ve oyunla öğrenmeye çalışmalıdırlar. Çocuklarımızı bu yaşlarda büyük sorumluluklar altına sokmak onları eğitimden değil, yaşamdan bile soğutabilir. Günümüzde yaşamdan soğumuş yılgın çocukları çevremizde fazlası ile görmemiz mümkündür. Böyle çocuklar okula gitmedikleri günü bayram kabul ediyorlar.

Çocuklarımızı yaşamdan soğutan nedenlerden birisi de onlara aşırı ödev vermektir. Ben çocuklarımıza ödev verilmesi taraftarı değilim fakat çocuklarımıza illa ki ödev vereceksek, bu ödevlerin çocuklarımızın isteyerek yapacakları yoğunlukta olması gerektiğini düşünüyorum. Ödev yapmak istemeyen çocuğu ailesinin veya öğretmeninin zorlamaması gerekir. Çocuklarımıza kaygı oluşturacak yoğunluktaki ödevlerin çocuklarımızı eğitimden soğuttuğunu hatta yaşamdan bile soğuttuğunu düşünmekteyim.

Toparlayacak olursak çocuklarımızı günün şartlarına göre eğitebilmek için onlara çeşitli görev sorumluluklar vermekteyiz. Belki bu durumu bir yere kadar anlayışla karşılamak da gerekir.

Ancak onlara verdiğimiz görev ve sorumlulukların onların becerilerinin çok üstünde olmamasına dikkat etmeliyiz. Çocuklarımıza vereceğimiz sorumluluklar onların becerilerinin çok üstünde olursa onları hem eğitimden hem de yaşamdan soğutmuş olabiliriz. Yaşamdan soğumuş çocukları tekrar normal moda döndürmek pek kolay olmayacaktır. Bu yazı sanırım çocukları eğitimden soğutan sebeplere cevap niteliğinde bir yazı olmuştur. 

Görseller: Google görseller