Ben Büyük Değilim! - EĞİTİM PINARI

Ben Büyük Değilim!


Ben buyuk degilim kisa hikaye, fatihpinarca, fatih pınar
Ben Büyük Değilim!


Sonradan başıma gelecekleri o günden kestiremezdim. Kardeşim yoktu ancak sınıftaki arkadaşlarımın neredeyse tamamının kardeşi vardı. Sınıftaki arkadaşlarımın çoğunluğu gibi benim de bir kardeşimin olmasını istiyordum. Çünkü yıllardır onunla saatlerce oyunlar oynama hayali kuruyordum.

Anne/babama sürekli olarak ‘’Ne zaman kardeşim olacak?’’ diye soruyordum. Günlerden bir gün heyecanla beklediğim müjdeli haber geldi. Annem ‘’Kızım yakında senin de bir kardeşin olacak.’’ dedi. Öyle sevindim ki, anlatamam; sonunda benim de bir kardeşim olacaktı.

Kardeşimin doğacağı günü sabırsızlıkla bekledim ve neredeyse her gün ‘’Anne kardeşimin olmasına kaç gün kaldı?’’ diye sordum. Kardeşimin gelmesi ile pabucumun dama atılacağını bilemezdim.

Sonunda beklediğim gün geldi ve bir kız kardeşim oldu ancak kardeşimin gelmesi ile dünyalar da başıma dar geldi. Anne/babamın tüm ilgisi kardeşimin üzerinde idi. Sürekli olarak kardeşimi sevdiklerinden artık beni unutmuşlardı.

Gün içinde beni çok defa seven anne/babam artık bir kere bile sevmez olmuşlardı. Sevilmek istediğimi defalarca onlara hissettirmeye çalıştım. Hatta artık ‘’Kardeşim doğalı beni sevmez oldunuz.’’ Diye şaka yollu duygularımı anlatmaya çalıştım. Her defasında bana ‘’ O küçük olduğu için ona biraz fazla ilgi gösteriyoruz, sen büyüksün.’’ Diyorlardı. Ben ise sevilme zamanımın gelmesini sabırla bekliyordum.

Bütün komşular kardeşimi görmek istiyor ve tüm hediyeler kardeşime geliyordu. Artık günlerimiz tamamen kardeşime odaklı yaşanmaktaydı. Kardeşim büyüdüğünde de bu durum değişmedi. Sürekli olarak kardeşime ayrımcılık yapıldı. Kardeşim de artık bu durumu bana karşı kullanmaya başlamıştı.

Ben kardeşimden şikayetçi olduğumda ses çıkarmayan anne/babam kardeşimin en küçük sızlanmasında bana kızar olmuşlardı. Bu durum beni derinden yaralamakta idi.

Artık kardeşim evimizde ayrıcalıklı bir birey haline gelmişti. Meydana gelebilecek her olay onun lehine sonuçlanmakta idi. Bu durumu hisseden kardeşim bana her istediğini yaptırmaya çalışıyor; kendisine karşı koymaya çalıştığımda ise hemen yalancıktan bir ağlama bularak bana kızılmasına ve bazen de dayak yememe sebep oluyordu. Anne/babamın bana kızma gerekçeleri de hazırdı: ‘’Sen büyüksün.’’

Ne yalan söyleyeyim artık kardeşim bana kardeş gibi gelmiyordu, onu düşmanım gibi görmeye başlamıştım. Çünkü daha önceden mutlu olduğum her ne varsa elimden almıştı. Ben de ona olan kızgınlığımı anne/babamın olmadığı yerlerde onu çimdikleyerek veya başka şekilde canını yakarak gidermeye çalışmaktaydım.

Büyük olmadığımı ispat etmek için çok çeşitli yöntemler buldum. Bir defasında kardeşim gibi parmaklarımı emmeye başladım, başka bir zaman altımı ıslatma huyum olmadığı halde altımı ıslatarak dikkat çekmeye çalıştım, en sonunda kardeşimin davranışlarını taklit etmeye bile başladım.  

Amacım büyük olmadığımı, aynen kardeşim gibi küçük olduğumu ve benim de sevilmeye ihtiyacım olduğunu anlatmaya çalışmaktı. Ancak ne annem ne de babam benim küçük olduğumu, sevgiye ve ilgiye muhtaç olduğumu fark ettiler. Yine böyle bir gün ağlayarak köyümüzdeki ıssız tepeye çıktım ve avazım çıktığı kadar saatlerce bağırdım. ‘’Ben büyük değilim.’’

 Görseller:kadinlarkulubu.com


Ben Büyük Değilim! Ben Büyük Değilim! Reviewed by EĞİTİM PINARI on Nisan 20, 2019 Rating: 5

24 yorum:

  1. Ya şimdi ablam da bu travmaları yaşadı mı acaba ben doğduğumda ? Öğretici bir yazı olmuş. Çok teşekkürler Fatih bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size yanıt olarak değil de siz ablam da yaşadı mı deyince aklıma geldiği için buradan ilerlemek istedim. Evet aynı şey benim de aklıma geldi? Bundan 30 sene önce ablam da yaşadı mı bunları acaba? Sanmıyorum çünkü o zamanlar bu kadar da yoğun yaşanmıyordu duygular. Aslında demek istediğim tam tersi. Duygular daha yoğundu ama bu kadar göz önünde, gösterişli ve karmaşık değildi sanki.

      Sil
    2. Çok güzel açılardan yaklaşımlarınız var. Bundan dolayı çok teşekkür ederim.

      Sil
    3. Ablanızın travma yaşadığına eminim. İstiridye Acısı. Ancak yaşadıklarını ifade edebilmiş midir? onu bilemem. Yorum ve değerli ziyaretler için çok teşekkürler.

      Sil
  2. küçük çoçukların duyguları daha hassastır,bu nedenle evdeki küçüklerin farkındalığını elde edebilmek üzerine güzel bir hikaye olmuş bu,elinize sağlık..😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de size çok teşekkür ederim. Yazıların temel amacı insanlara faydalı olabilmektir. Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

      Sil
  3. Ben küçük kız kardeştim, ablam ise aramızda iki yaş olmasına rağmen bütün dayakları (maalesef o zaman terbiye yöntemiydi), azarları, kızgın bakışları göğüslemek durumunda kaldı. Aslında karakter yapısı ile de ilgili sonuç davranışları, ben benim olayımdan fikir vermek istersem, ablam ezilen bir karakter oldu, sonunda istediklerine ezilerek ulaşmaya çalışan bir karakter!

    Aslında tüm insanlar tecrübelerini paylaşsa ve herşey farklı olsa gelecek nesil daha mı sağlıklı olur? diye düşündüm. Fakat mümkünatı yok... herkes sonunda doğduğu ailede, zamanda ve çevrede payına düşeni yaşayacak.

    Fatih bey yine çok güzel bir konu, teşekkürler paylaşıma.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Yazıyı beğenmeniz beni çok mutlu etti. Sizin tespitleriniz de çok yerinde ve çok güzel.

      Sil
  4. Çok faydalı ve güzel bir yazı not alrak okuduuğum yazı sayısı çok azdır ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Size faydalı olması beni fazlası ile mutlu etti. Çok teşekkürler.

      Sil
  5. Kardeşler arsında ki kıskançlık diye geçiştirilen davranışların aslında sevgi arayışı olduğunu çok güzel ifade etmişsiniz.Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle davranışların sevgi arayışı olabileceğine ben de çok inanıyorum. Çok teşekkürler yorum ve ziyaret için.

      Sil
  6. Ben büyük değilim derken ne kadar da haklı...O da küçük çünkü. Sevgiye,ilgiye kardeşi kadar muhtaç...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyük çocukların sevgiye muhtaç olduğu maalesef unutuluyor. Çok teşekkürler.

      Sil
  7. ibret verici bir yazı biraz anne ve babalara düşen büyük sorumlulukları dile getiren bir yazı .Yani eşit sevgi verilmeli çocuklara ayrımcılık çok kötü birşey ya.

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel bir yazı. Bizim ebeveynlere anlatmaya çalıştıklarımızı hikaye gayet güzel anlatıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlarla bana katlı sağladığınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
  9. eveet oluyo buu benim de kardeşisim vaar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha ziyade büyük kardeşler bu durumun farkında olmaktalar. Küçük kardeşlerin durumdan pek haberi yok gibi sanki. Çok teşekkürler.

      Sil
  10. Eski günler geldi aklıma... Beş kardeştik biz. Ablam en büyüğümüzdü. Ağabeyimden dört sene sonra da ben doğmuşum. Babam sanırım kendisine en çok benzeyen çocuk olduğum için anneme ara ara "Keşke erkek olsaydı" dermiş ve bana çok düşkünmüş. Ağabeyim beni kıskanmış. Hatta annem anlatırdı, bana zarar verme girişimleri de olmuş.
    İki sene sonra doğan kız kardeşimi kıskanmaya meydan kalmadı, zira aklı başına gelir gelmez o beni kıskandı. Ölene kadar da hep kıskandı. Ablam ve o nurlar içinde yatsınlar.
    Örnek olabilecek nitelikte çok güzel bir yazı olmuş.Emeğinize sağlık. Yorumlarda görüşmek üzere :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle olaylar maalesef her ailede oluyor. Bu durumları çocuklarımız için travmaya dönüştürmemek gerekir. yorumlarla bana katkı sağladığınız için çok teşekkürler.

      Sil
  11. Bak Fatih, twitterda geziyordum.Bu paylaşımını tıkladım.Ben sana yorum yapmışım,ne iyi olmuş, sevindim inan :) Ece annen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu yeni fark ettim. Çok teşekkürler Ece anne.

      Sil

Tüm hakları fatih pınar'a aittir.. Blogger tarafından desteklenmektedir.