Müdür Öğretmen Çatışmasının Sebepleri

Müdür Öğretmen Çatışmasının Sebepleri

Yazımızın başlığına bakarak bir düzine müdür öğretmen çatışma sebepleri sıralayacağımızı düşünmeyin. Zaten buna da gerek yok. Ben bu yazımda müdür öğretmen çatışmasının en başat faktöründen bahsetmek istiyorum. Bu faktör gerektiği gibi yönetilebilirse başka çatışmaların da önüne geçilmiş olur.

 Eğitim kurumlarında kimi öğretmenler okul müdürünü akşama kadar odasında boş boş oturan, hiçbir iş yapmayan, gerekli gereksiz her işe karışan bir insan olarak görmekte; okul müdürlerinden bir kısmı ise öğretmeni ders anlatmanın dışında başka bir iş bilmeyen, sınıfın açık penceresini bile kapatmaktan aciz, okul yansa umurunda olmayan insanlar olarak değerlendirmektedir. Farklı bakış açıları tüm kurumlarda olduğu gibi eğitim kurumlarında da yönetici ve personel çatışması yaşanmasına sebebiyet vermektedir.

Eğitim kurumlarında beklenen verimi elde edebilmek için tüm çatışmaların son bulması ve biz bilincinin hakim kılınması gerekmektedir. Ancak biz bilincinin hakim kılınması çaba gerektiren bir durumdur. Bu konuda da en büyük görev yöneticilere düşmektedir.

Müdür/ öğretmen çatışmasını bitirebilmek için öncelikle bu çatışmanın sebeplerine göz atmakta fayda vardır. Yönetici personel çatışmasının en önemli sebebi yöneticilerin ve personelin olay ve olgulara olan farklı bakış açısıdır.

Okul müdürü kendisini görev yaptığı kurumun her şeyinden sorumlu görmekte; yerine göre müdür, yerine göre öğretmen, yerine göre hizmetli gibi çalışmakta olan kurum müdürü adeta kendisini ‘’dünyayı kurtaran adam’’ olarak algılamaktadır. 

Böyle bir bakış açısı tümden haksız da sayılmaz. Çünkü okul müdürünün hafta sonu yoktur, mesai kavramı yoktur. Müdür her an çağırıldığı her yere gitmekte, toplantılara katılmakta ve ülke kalkınması için tüm emeğini sarf etmektedir

Oysa öğretmenin görev tanımı çok belirgindir. Öğretmen sorumlu olduğu görevlerini yaptıktan sonra kendisini ekstradan kurumu ile ilgili bir görevi yapmak zorunda hissetmez. Daha doğrusu öğretmen olaylara müdür gibi bakmadığından meydana gelebilecek muhtemel problemlere karşı kendisini sorumlu tutmaz. Bu problemlerin çözümü için okul müdürünü problemin çözüm makamı olarak görür.

Bir tarafta meydana gelebilecek muhtemel tüm sorunları çözmek zorunda olan okul müdürü bir tarafta da kendi görev tanımı dışında her hangi bir problemle uğraşmak zorunda olmayan öğretmenin karşı karşıya gelmesi eğitim kurumlarındaki çatışmaları meydana getirmektedir.

Bu çatışmaların son bulması ve eğitim öğretimin kalitesinin artması öncelikle bakış açılarının farklılığının kabul edilmesi ve paydaşların aynı perspektiften bakmasıyla mümkündür. Zira Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi, ‘’Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar.’’

Müdür/ öğretmen çatışmasını bitirmenin yolu, öğretmenlerin müdür gibi; müdürlerin de öğretmen gibi düşünmelerinden geçmektedir. Bir proje olarak tüm öğretmenlere en az bir ay müdürlük yaptırmak belki de müdürlerin yaşamış oldukları zorlukları anlamak açısından faydalı olabilir. Müdürlerin neredeyse tamamı öğretmen kökenli olduklarından öğretmenlerin psikolojilerini anlamaları zor olmayacaktır. Müdürlere düşen en büyük görev ise öğretmenlik günlerini unutarak öğretmenleri yargılama tuzağına düşmemektir.

Tüm öğretmenlere müdürlük yaptırmak günümüz şartlarında mümkün görünmese de müdür ne yapıp edip yaşamış olduğu zorlukları öğretmenlerine hissettirmenin bir yolunu bulmalıdır. Bunun için de müdürler öğretmenlerle aralarına aşılmaz engeller oluşturmaktan vaz geçmeli ve onlarla hemhal olmasını ve birliktelikleri çoğaltmasını bilmelidir. 

 Kısacası Okul müdürü sosyal ve sportif faaliyetler tertip ederek personeli ile kaynaşmalı, eğitimde başarıyı yakalamanın ekip işi olduğunu ve bu anlamda her paydaşın bir birinden değerli olduğunu hissettirmelidir. Böyle bir bakış açısı müdür öğretmen çatışmasının sebepleri sorusuna kısmen de olsa cevap olabilir.

Görseller: https://unsplash.com/