On Parmak Klavye Kullanmayı Nasıl Öğrendim

On Parmak Klavye Kullanmayı Nasıl Öğrendim

Sevgili okurlar, on parmak dediğimize bakmayın. Başparmağımızın birisini hiç kullanmıyoruz, dokuz parmak desek daha doğru olur. Hatta başparmağımızın birisi de sadece space tuşuna basıyor. Sekiz buçuk parmak desek bile doğru olacak. Ama biz yine de literatürde on parmak geçtiği için on parmak klavye diyelim. Bu yazımızda sizlere on parmak klavyeyi nasıl öğrendim konusunu anlatmaya gayret edeceğim.

Her şey düşünce ile başlar. Diye bir söz vardır ya. Benim de on parmak klavye öğrenmeme iki düşünce sebebiyet verdi. Bunlardan birincisi rahmetli dedemin sözüydü. Dedem yaz mevsimlerinde ‘’Oğlum bu mevsimde bir kişi iki kişinin çalıştığını çalışmazsa aç kalırız.’’ Derdi. Bu söz bana daima ser levha olmuştur. Her zaman bir iş yaparken başka bir iş yapmayı kendime amaç edindim.

İkinci düşünce ise devlet dairesinde bir memurun klavye kullanması idi. Bir işim sebebiyle devlet dairesine gittiğimde orada görevli memur bir taraftan benimle konuşuyor, bir taraftan da sanki benimle dalga geçer gibi şakır şakır on parmak yazı yazıyordu.(Böyle çığır açan ve örnek olan insanlara çok ihtiyacımız var. Ne mutlu böyle insanlara.)

Bu olayı yaşadığımda NLP’nin bir ilkesi aklıma geldi: Bir işi bir kişi yapabiliyorsa başka insanlarda o işi yapabilir. Bu memur on parmak yazabiliyorsa ben de yazabilirim. Diye düşündüm ve on parmak klavye öğrenmeyi kafaya koydum. Bundan sonra fikrimi hayata geçirmek için araştırmalar yaptım.

On parmak klavye öğrenmenin hiç de zor bir şey olmadığını öğrendiğimde bunca zaman öğrenmediğime, tek parmağımla yazmaya çalıştığım ve boşa geçirdiğim zamanlarıma çok üzüldüm. İlk olarak internetten bilgisayarıma on parmak klavye öğrenme programını indirdim ve çalışmaya başladım.

Geçmişte annelerimiz daima birden fazla iş yaparlardı. Mesela televizyon seyrederken örgü örerler veya başka işlerini yaparlardı. Ben de kendi kendime dedim ki, akşam evde televizyon seyrederken bir taraftan da bilgisayarımdan on parmak klavye çalışayım. Böylelikle hem çocuklarımla oturup program seyretmenin keyfini çıkarırken bir taraftan da bir beceri kazanmış olurum.

Aynen düşündüğümü uygulamaya koydum ve akşam çocuklarımla televizyonumu seyrettim. Seyrettim derken aslında biraz dinledim desem daha doğru olur. Televizyonu dinlerken bir taraftan da gözlerimi kaydırarak izlemekteydim. Bu şekilde yaklaşık iki aylık bir çalışma sonucu on parmak kullanma pratiğimi beceriye dönüştürmüş oldum.

Bu çabalarım sonucunda iki türlü kazancım olmuştu; bir taraftan on parmak klavye kullanmanın hazzını yaşamaktaydım bir taraftan da gelişmiş ülkelerde artık yaygın bir hale gelmiş olan kendi kendine öğrenme yaklaşımını da hayata geçirmiş bulunmaktaydım. Böylelikle insanların bir şeyi çok istemeleri halinde kursa gitmeden ve ders almadan da kendi kendilerine öğrenebileceklerini anlamış oldum. 

Görseller: https://unsplash.com/