Meydan Okuma Yazıları 6(İnsanlarla İlişkilerim)

Meydan Okuma Yazıları 5(İnsanlarla İlişkilerim)

Sevgili okurlarım, meydan okuma yazılarının altıncısı ile karşınızdayım. Altıncı konu başlığım insanlarla ilişkilerimdir. Böyle bir konu başlığı seçme sebebimi dünkü yazımda biraz olsun anlatmaya gayret etmiştim. Gerçi dün komşularımla ilişkilerim konusu üzerinde odaklanmaya çalışmıştım ancak insanlar arası ilişkiler de komşularımla olan ilişkilerim konusundan fazla uzak bir konu sayılmaz.

Dünkü yazımda bir parça Kuantum Düşünse Sisteminin savlarını anlatmaya çalışmıştım. Kuantum Düşünce sistemine göre düşündüğün gibi yaşarsın görüşü hakimdir. İnsanlar hayattan ne bekliyorlarsa; ancak onu görebilirler.

Bizim kültürümüzde de ‘’korktuğum başıma geldi’’ şeklinde bir deyim vardır. Çoğumuz tecrübe etmişizdir ki, korktuğumuz şeyler başımıza gelmektedir. Bu düşünceyi bir kenara koyalım.

Pek çok insan başlarına kötü bir olay geldiğinde karşı tarafı suçlama eğilimindedir. Oysa belki de o insanlar dünyayı yanlış algılamakta ve başlarına gelen birçok felakete davetiye çıkarmaktadırlar. Kısacası başımıza gelen olayların düşünce şeklimizle alakalı olduğunu kavrayabilirsek o zaman düşüncelerimizi dolayısı ile yaşantımızı daha iyi yönetebilmeyi öğrenebiliriz.

Bunca bilgiden sonra dünyaya tekrar gelseydim, kendime ideal bir insan portresi çizer ve bu portrenin içini doldurmaya çalışırdım. Bana göre ideal insan; iletişimde bulunduğu tüm insanlara dürüst davranmasını bilen, insanlarla ilişkilerini ‘kazan-kazan’ prensibine göre düzenleyebilen, küçük meseleler için insanlarla sürtüşmeye girerek kendi değerini yerle bir etmeyecek kadar uzak görüşlü, gerektiğinde kapısı teklifsiz çalınabilecek ve yardım istenilebilecek kadar güvenilir bir insandır.

İnsanlar arası ilişkilerde şu an aklıma gelmeyen etik ve manevi değerleri yaşantısına geçiren bir insan olmak çok büyük bir bahtiyarlıktır. İdeal insan portresinin bir kısmını da siz değerli okuyucularımın doldurmasını beklemekteyim. 

Sevgili okurlarım, bu yazı ile birlikte meydan okuma yazılarına son vermek istiyorum. Açıkça söylemek gerekirse; meydan okuma yazıları bana meydan okumuş oldu, bu yazılardan beklediğim verimi alamadım.
Hem hesapta olmayan uğraşılar hem de kronik bir okuyucu kitlemin olmayışı bu türden yazı yazmamı anlamsızlaştırdı. 

Gelen yorumların çoğundan anladığım kadarı ile okuyucularım yazılarımda kendimden bahsettiğimi düşündüler. Oysa ki, yazımın en başında da belirttiğim gibi bu yazılar benim özel hayatımı tam olarak yansıtmamakta idi. Ben bu yazılarda  her insanın yapabileceği gibi geriye dönük bir iç geçirme yapmaya çalışmıştım ki, belki bazı okuyucularımıza faydası olabilir diye. Fakat yazıların maksadını aştığını görmeye başladım. Bundan dolayı da okuyucularımdan özür dileyerek bu yazı dizisine son vermek istedim. Beni anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum.

 Görseller: yeniisfikirleri.net