Ölüm Bize Ne Anlatıyor

Ölüm Bize Ne Anlatıyor

Bu yazımda vurgulamaya çalıştığım ana tema; anı yaşamak ve mutlu olmaktır. Yazımın başlığı bazı okuyucularımıza garip gelebilir. Çünkü ölümün yüzü soğuktur ve ölüm sözcüğü bazı insanların uykusunu bile kaçırabilir. Ancak bu başlık, benim içinde bulunduğum ruhsal durumu yansıtıyor ve benim anı yaşamama ve mutlu olmama sebep oluyor.

Hani bazı filmlerde amansız bir hastalığa yakalanan kişiler ‘nasılsa kısa zaman içinde öleceğim hiç olmazsa günümü gün edeyim’ düşüncesi ile daha önceden yapamadıkları ne varsa yaparlar ya. Aynen öyle ben de yarın öleceğimi biliyorum ama o yarının hangi yarın olduğunu bilmiyorum. Belki çok uzaklardaki bir yarın bekli de yakın bir zamandaki yarın, belki de yarından da yakın bir zamanda öleceğime hiç şüphem yok.

Bu sebeple hemen yarın ölecekmişim gibi bir bilinç ile yaşamaya gayret ediyorum. Böyle bir bilinç beni hem mutlu ediyor hem de insanlarla çatışmaya girmenin anlamsızlığını ortaya koyuyor. Madem ki, ölümlü insanlarız, şu üç günlük dünyada insanlarla olur olmaz şeyler için sürtüşme yaşamaya ne gerek var?

Anı yaşamak ve mutlu olmak gerçekten çok önemlidir. İnsanlar hep uzak bir gelecekteki güzel günlerin hayallerini kurarak bu günlerini yaşamaya çalışırlar. Oysa bilmezler ki, belki de bekledikleri o güzel günleri görmeye ömürleri yetmeyecek. Bundan dolayı yaşadığımız her günü bu dünyadaki son günümüz gibi yaşamak mantıklı bir yaklaşımdır. Mutluluğu ertelemek akıllıca bir davranış değildir.

Aslında günümüzün ekonomik şartları da insanları mutluluklarını ertelemeye mecbur bırakıyor olabilir. Çünkü arabamızın taksiti, evimizin ödemesi derken hayat akıp geçmektedir. Ancak güzel günlerin ve gençliğin telafisi yoktur, giden günleri tekrar yaşama imkanımız da yoktur.

Daha önce de blogumda anı yaşamak başlığı ile yazmış olduğum yazıda bu konuya değinmeye gayret göstermiştim. O yazımda özetle insanların hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamalarının mutluluklarına engel olduğunu anlatmaya gayret etmiştim. Mutlu olabilmek için insanların kendilerini fazla önemsemekten vazgeçmeleri gerektiğini anlatmaya çalışmıştım.

Ölüm olayını biraz derinden düşünen insanlar dünyayı daha gerçekçi bir şekilde algılayabilirler ve yaşadıkları anın tadını çıkarırlar. Çünkü ölüm gerçeği insanların kimi zaman uykusunu kaçırsa bile kimi zaman da mutlu olmalarına sebep olabilir. Diyorlar ya: İnsanların başına gelen olaylar değil; olayları algılama şekli önemlidir diye. Gerçekten aynı gerçek insanlar tarafından farklı algılanır ve yaşantılarına farklı şekilde yön verir.

Bize düşen; hayatta karşılaştığımız her olayı kendimizi geliştirecek şekilde yorumlamaktır. Başımıza gelen olaylar ister olumlu olsun, isterse de olumsuz olsun tüm bu olayları anı yaşamak ve mutlu olmak için bir bahane olarak değerlendirmektir. Olumsuz olayların çağrıştırdığı karamsar duyguların etkilerinden kendimizi koruyarak sağlıklı bir yaşam sürdürerek anı yaşamaya gayret gösterirsek dünyayı cennete çevirebiliriz. Unutmayalım ki, dünya hayatının tekrarı yoktur.

Görseller: Google görseller